FAKİR BALIKÇI PART1
PART 1.
Once there was a man, and his wife. They had no house to live in. They lived in the fields, and they slept at the foot of a three. The man caught fish; he was a fisherman.
The man was happy. He said: "Why do men live in houses? This tree is my house. Why do they sleep on beds? The fields are my bed."
But his wife was not happy. She said, " Why did I marry a poor fisherman? We have no house, we have no bed".
One day the fisherman went to the sea catch fish. He put his net in the water. Then he sat on a stone. The sun was hot; and fell asleep.
When he awoke, he took his net; there was one fish in the net; it was large and golden - a beautiful fish. He was very happy, he said, "Good man, do not kill me. Put me back in the sea." The fisherman said, "Can you speak? I did not see a fish that could speak." The fish said, "Good man, put me back in the sea."
I do not eat a fish that can speak, said the fisherman. Go away; I cannot kill a fish that can speak. Then he threw the fish back into the sea.
The fisherman went back to his wife that night. He had no fish; so they had no foot to eat. He said to his wife, "I caught one fish; but the fish spoke. So I threw him back into the water. I could not kill a fish that could speak."
The fisherman's wife said, "A fish that spoke is a wizard. ıt was a fish, but some wizard that became a fish." "I do not know if it was a wizard" said the fisherman; "the fish did not say that he was a wizard." "He was a wizard" said the man's wife. "Did you ask him for anything?"
"I did not ask him for anything." said the man. "Why do we live in the fields?" said the man's wife. "You must ask him for a hut."
The next day, the fisherman went back to the sea. He stood on the stone and called.
"Man of the sea, come to me." Then the fish put his head out of the water, and asked him. "What do you want?" The fisherman said, "I do not want anything, but my wife wants to live in a hut." "Go back to your wife," said the fish. "You will find her in a hut."
The fisherman went back to his tree. Near the tree he saw a hut. It was a new; it was a very pretty hut; it had two pretty windows and a pretty blue door. There was a pretty garden at the back, full of pretty flowers. Near the hut there was a little field full of hens. He went into the hut. There was one room. The sunlight was coming in throughthe window, and the room was full of light. His wife was sitting at the table. "You must be happy now" said he fisherman. "It is a prety hut" said his wife. For some days the fisherman's wife was happy. Then one night the fisherman came home, and his wife said to him, "I am not happy in this little hut. The hens run in my room. We must liv in a good house. Go at once to the fish and ask for a house."
Bölüm 1
Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı. Adam balık tutardı; bir balıkçıydı.
Adam mutluydu. "İnsanlar niçin evlerde yaşarlar? Bu ağaç benim evimdir. Niçin yatakta uyurlar? Tarlalar benim yatağımdır." diyordu.
Fakat karısı mutlu değildi. "Niçin fakir bir balıkçıyla evlendim? Evimiz yok, yatağımız yok." diyordu.
Bir gün balıkçı balık tutmak için denize gitti. Ağını suya koydu. Sonra bir taşın üstüne oturdu. Güneş sıcaktı; uykuya daldı.
Uyandığı vakit ağını aldı; ağda bir balık vardı; büyük ve altındandı - güzel bir balık. Çok mutluydu. "Bu güzel balığı görünce karım memnun olacak dedi." O zaman balık konuştu: "iyi adam, beni öldürme. Beni tekrar denizin içine koy" dedi. Balıkçı "Sen konuşabilir misin? Konuşabilen bir balık görmedim" dedi. Balık "iyi adam, beni tekrar denizin içine koy" dedi.
Balıkçı "Konuşabilen bir balığı yemem" dedi. "Git, konuşabilen bir balığı öldüremem" Sonra balığı tekrar denizin içine attı.
Balıkçı o gece karısına döndü. Balığı yoktu; bu yüzden yiyecek yemekleri yoktu. Karısına, "Bir balık tuttum, fakat balık konuştu. Bu yüzden onu tekrar suyun içine atttım. Konuşabilen bir balığı öldüremedim." dedi. Balıkçının karısı, "Konuşabilen bir balık sihirbazdır. O bir balık değildi, balık olan bir sihirbazdı." dedi. Balıkçı, "Onun bir sihirbaz olup olmadığını bilmiyorum" dedi; "alık bir shirbaz olduğunu söylemedi." Adamın karısı, "O bir sihirbazdı dedi. "Ondan bir şey istedin mi?
Adam ondan bir şey istemedim dedi. Adamın karısı "Niçin tarlalarda yaşıyoruz?" dedi. "Ondan bir kulube istemelisin."
Ertesi gün, balıkçı tekrar denize gitti. Taşın ütünde durdu ve bağırdı.
"Denizin adamı bana gel" O zaman balık başını sudan dışarı çıkardı ve ona sordu. "Ne istiyorsun?" Balıkçı ben ir şey istemiyorum, fakat karım bir kulubede oturmak istiyor." dedi. Balık "karına dön" dedi "onu bir kulubede bulacaksın"
Balıkçı ağacına döndü. Ağaca yakın bir kulube gördü. Yeni bir kulubeydi. Çok güzel bir kulubeydi; iki güzel penceresive güzel mavi bir kapısı vardı. Arkada güzel çiçeklerle dolu güzel bir bahçe vardı. Kulubeye yakın tavuklarla dolu küçük bir tarla vardı. Kulubenin içine girdi. Bir oda vardı. pencereden güneş ışığı içeriye giriyordu ve oda ışık doluyordu. Karısı masada oturuyordu. "Şimdi mutlu olmalısın" dedi. karısı "güzel bir kulube," dedi. Bir kaç gün için balıkçının karısı mutluydu. Sonra bir gece balıkçı eve geldi. Karısı ona "Bu küçük kulubede mutlu değilim. Tavuklar odamda koşuyorlar. Güzel bir evde yaşamalıyız. Derhal balığa git ve bir ev iste," dedi.